Enfal Suresi
2.1. (ey muhammed!) sana ganimetler hakkında soruyorlar. de ki: "ganimetler allah`a ve resûlüne aittir. o halde, eğer mü`minler iseniz allah`a karşı gelmekten sakının, aranızı düzeltin, allah ve rasûlüne itaat edin."
2. mü`minler ancak o kimselerdir ki; allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. onun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. onlar sadece rablerine tevekkül ederler.
3. onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden allah yolunda harcayan kimselerdir.
4. işte onlar gerçekten mü`minlerdir. onlara, rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır.
5. nasıl ki, rabbin seni hak uğruna (savaşmak üzere) evinden çıkarmıştı. mü`minlerden bir grup ise bu konuda kesinlikle isteksizlerdi.
6. gerçek apaçık ortaya çıktıktan sonra, sanki göz göre göre ölüme sürülüyorlarmış gibi seninle o konuda tartışıyorlardı.
7. hani allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va`dediyordu. siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. oysa allah sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kafirlerin ardını kesmek istiyordu.
8. bu, suçlular hoşlanmasa da allah`ın hakkı ortaya çıkarması ve batılı ortadan kaldırması içindi
9. hani rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. o da, "ben size ard arda bin melekle yardım ediyorum" diye cevap vermişti.
10. allah bunu, sadece bir müjde olsun ve onunla kalpleriniz yatışsın diye yapmıştı. yoksa yardım ancak allah katındandır. şüphesiz allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
11. hani (allah) kendi tarafından bir güvenlik olarak sizi hafif bir uykuya daldırıyor; sizi temizlemek, sizden şeytanın vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek ve ayaklarınızı sağlam bastırmak için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu.
12. hani rabbin meleklere, "ben sizinle beraberim. iman edenlere sebat verin. ben kafirlerin kalplerine korku salacağım. şimdi vurun boyunlarının üstüne. vurun, onların bütün parmaklarına" diye vahyediyordu.
13. bu, onların allah`a ve resûlüne karşı gelmelerindendir. her kim de allah`a ve resûlüne karşı gelirse bilsin ki allah`ın cezası şiddetlidir.
14. işte şimdi siz tadın onu! kafirlere bir de cehennem azabı vardır.
15. ey iman edenler. savaş düzeninde iken kafirlerle karşılaştığınız zaman sakın onlara arkanızı dönmeyin (savaştan kaçmayın).
16. savaş taktiği olarak düşmanı vurmak için çekilme, ya da diğer bir birliğe katılmak durumu hariç- böyle bir günde her kim onlara arkasını dönerse mutlaka o, allah`ın gazabına uğramış olur. onun varacağı yer de cehennemdir. ne kötü varılacak yerdir orası.
17. (savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat allah onları öldürdü. attığın zaman da sen atmadın, fakat allah attı. mü`minleri, tarafından güzel bir imtihanla denemek için allah öyle yaptı. şüphesiz allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
18. işte durum bu: (allah mü`minleri güzel bir şekilde dener), bir de allah kafirlerin tuzağını zayıf düşürendir.
19. (ey inkarcılar!) eğer fetih istiyorsanız işte size fetih geldi. eğer (peygambere karşı gelmekten) vazgeçerseniz bu sizin için daha hayırlı olur. eğer dönerseniz biz de döneriz. çok olsa bile topluluğunuz size hiç fayda vermez. çünkü allah mü`minlerle beraberdir.
20. ey iman edenler! allah`a ve resûlüne itaat edin ve (kur`an`ı) dinlediğiniz halde ondan yüz çevirmeyin.
21. işitmedikleri halde, "işittik" diyenler gibi de olmayın.
22. şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.
23. allah onlarda bir hayır (hakka yöneliş) olduğunu bilseydi, elbette onlara işittirirdi. onlara işittirseydi dahi mutlaka yine yüz çevirerek dönüp giderlerdi.
24. ey iman edenler! size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, allah`ın ve resûlü`nün çağrısına uyun ve bilin ki, allah kişi ile kalbi arasına girer. yine bilin ki, onun huzurunda toplanacaksınız.
25. sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki allah azabı çetin olandır.
26. o vakti hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. insanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. derken allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki şükredesiniz.
27. ey iman edenler! allah`a ve peygamber`e hainlik etmeyin. bile bile kendi (aranızdaki) emanetlerinize de hainlik etmeyin.
28. bilin ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer deneme aracıdır. allah katında ise büyük bir mükafat vardır.
29. ey iman edenler! eğer allah`a karşı gelmekten sakınırsanız o size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. allah büyük lütuf sahibidir.
30. hani kafirler seni tutuklamak veya öldürmek, ya da (mekke`den) çıkarmak için tuzak kuruyorlardı. onlar tuzak kuruyorlar. allah da tuzak kuruyordu. allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.
31. onlara karşı âyetlerimiz okunduğu zaman, "duyduk, istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" dediler.
32. hani onlar, "ey allah`ım, eğer şu (kur`an) senin katından inmiş hak (kitap) ise hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir" demişlerdi.
|